Günümüzde gerek ticari işletmelerin gerek bireylerin en sık karşılaştığı hukuki sorunlardan biri, alacakların zamanında tahsil edilememesidir. Ödeme güçlüğü yaşayan borçlular, geciken ödemeler veya hiç yapılmayan edimler, alacaklının ekonomik dengesini bozmakta ve ticari ilişkilerde güven ortamını zayıflatmaktadır. Bu nedenle tahsil edilemeyen alacakların avukat desteği ile icra takibi yoluyla tahsil edilmesi, hem yaygın hem de etkili bir uygulamadır.
Türk hukukunda icra takibi; alacaklının devlet güvencesi altında, belirli usullere bağlı olarak alacağını tahsil etmesine imkân veren en güçlü yasal mekanizmadır. Sürecin doğru işletilmesi, sürelere riayet edilmesi ve borçlunun ekonomik durumuna göre doğru hukuki yolun seçilmesi, tahsilatın kısa sürede gerçekleşmesi açısından önemli rol oynar.
İcra Takibinin Başlatılması ve Sürecin İlk Aşaması
Tahsil edilmeyen alacaklarda hukuki sürecin temelini, borçluya gönderilecek ödeme emri oluşturur. İcra takibi başlatılarak düzenlenen ödeme emri, borçluya tebliğ edildiği anda hukuki sonuç doğurur ve borçlu, alacağın artık devlet eliyle talep edildiğini öğrenmiş olur. Ödeme emri; borcun dayanağını, miktarını, faizini ve ödeme yükümlülüğünü açıkça ortaya koyar. Bu aşamada borçlu, kanunun kendisine tanıdığı süre içinde ödeme yapabilir, borca itiraz edebilir veya herhangi bir işlem yapmayabilir.
Borçlunun hiçbir işlem yapmaması hâlinde takip kesinleşir; bu kesinleşme, alacaklının borçlunun malvarlığına yönelmesine hukuki zemin hazırlar. İtiraz edilmesi hâlinde ise süreç durur ve itirazın niteliğine göre alacaklı, itirazı bertaraf etmek için hukuki yollara başvurmak durumundadır. Dolayısıyla ödeme emri aşaması, takip sürecinin en kritik basamaklarından biri olup hem usul kurallarına uygun hareket edilmeyi hem de dosyanın doğru şekilde kurgulanmasını gerektirir.
Haciz Talebi, Malvarlığı Araştırması ve Fiilî Tahsilat Süreci
İcra takibinin kesinleşmesi ile birlikte alacaklı, borçlunun malvarlığına yönelik haciz talep etme hakkına sahiptir. Bu aşama, tahsilat sürecinin merkezini oluşturur çünkü borçlunun ödeme yapmadığı durumlarda alacağın fiilen elde edilmesi haciz yoluyla mümkündür. Haciz, borçlunun malvarlığı üzerinde hukuki bir sınırlama getirerek, söz konusu malvarlığının alacaklı lehine güvence altına alınmasını sağlar.
Bu süreçte avukatın görevi yalnızca haciz talep etmekten ibaret değildir. Borçlunun ekonomik durumu, mali hareketliliği, sahip olduğu taşınır ve taşınmazlar, varsa ticari faaliyetleri ve gelir kaynakları kapsamlı şekilde araştırılır. En hızlı ve en etkili sonuca ulaştıracak haciz türü belirlenir. Maaş haczi, banka hesaplarına bloke koyulması, taşınmaz üzerine haciz şerhi düşülmesi veya araçlar üzerine konulacak haciz gibi yöntemlerin her biri farklı usul adımlarına tabidir.
Malvarlığı araştırmaları, özellikle borçlunun ekonomik faaliyetlerini gizlediği veya mal kaçırma ihtimali bulunduğu durumlarda daha da önem kazanır. Bu nedenle haciz aşaması, dosyanın niteliğini bilen ve icra müdürlükleriyle koordineli hareket eden bir avukat tarafından yürütülmelidir.
Haczedilen Malların Satışı ve Alacağın Tahsili
Haciz işlemi tek başına alacağın tahsil edildiği anlamına gelmez; asıl tahsilat, haczedilen malların satışa çıkarılmasıyla gerçekleşir. Satış süreci icra müdürlüğü tarafından yönetilir ve artık elektronik ihale sistemi üzerinden şeffaf ve rekabetçi bir ortamda gerçekleştirilir. Elektronik satış, alıcı kitlesini genişlettiği için malın gerçek piyasa değerine daha yakın bedellerle satılmasına katkı sağlar.
Taşınmaz satışları, araç satışları ve diğer malvarlığı satışlarında belirli yasal süreler, satış ilanı kuralları ve değerlendirme raporları bulunur. Bu prosedürlerden herhangi birinin hatalı yürütülmesi, satışın iptal edilmesine, gecikmesine veya alacaklının tahsil konusunda önemli kayıplar yaşamasına yol açabilir. Satıştan elde edilen bedel, icra dosyasına aktarılır ve alacaklıya, alacağının miktarı ölçüsünde ödeme yapılır. Bu aşamanın doğru takip edilmesi alacağın fiilen tahsil edilmesi açısından belirleyicidir.
Borçlunun İtirazı Hâlinde Sürecin Yürütülmesi
Borçlu, ödeme emrine süresi içinde itiraz ettiğinde icra takibi durur. Bu durum, alacaklının elindeki talep imkânlarını geçici olarak askıya alır. Ancak bu, alacağın tahsil edilemeyeceği anlamına gelmez; aksine alacaklı, itirazı ortadan kaldırmak için iki temel hukuki yoldan birine başvurabilir: itirazın kaldırılması veya itirazın iptali.
İtirazın kaldırılması, belirli belgelerle desteklenen alacaklarda icra hukuk mahkemesine başvurularak takibin kaldığı yerden devam etmesini sağlar. İtirazın iptali ise genel mahkemelerde açılan, borcun varlığının yargılama yoluyla tespit edildiği bir dava türüdür. Bu süreçlerde delillerin değerlendirilmesi, borcun hukuki niteliğinin ortaya konulması, sürelerin doğru yönetilmesi ve usul hatalarının önlenmesi önem taşır.
Borçlunun itirazı çoğu zaman süreci uzatmak amacıyla yapılabilir; bu nedenle itirazın hukuki zeminde doğru şekilde bertaraf edilmesi, alacaklının tahsil şansını doğrudan etkileyen bir unsurdur.
Neden İcra Takibi Yoluna Başvurulmalıdır?
Tahsil edilemeyen alacakların borçlunun kendi inisiyatifiyle ödenmesi çoğu durumda mümkün değildir. Bu nedenle icra takibi, alacaklının yasal haklarını koruması ve alacağını devlet güvencesi altında talep etmesi bakımından en etkili yoldur. Takip sürecinin avukat tarafından yürütülmesi, hem hukuki hem de pratik açıdan önemli avantaj sağlar.
Sürelerin kaçırılması, usul hataları yapılması veya yanlış haciz yönteminin tercih edilmesi, alacağın tahsilini tamamen imkânsız hâle getirebilir. Avukat desteği; dosyanın doğru yapılandırılması, sürecin hızla ilerlemesi, borçlunun malvarlığına etkili şekilde ulaşılması ve itiraz süreçlerinin doğru yönetilmesi açısından belirleyici rol oynar.
Bu nedenle icra takibi, tahsil edilemeyen alacaklarda uygulanan yalnızca yaygın değil, aynı zamanda en güvenilir ve sonuç odaklı yöntemdir.
Değerlendirme
Tahsil edilemeyen alacakların icra takibi yoluyla tahsili, Türk hukukunda hem en sık kullanılan hem de en etkili tahsil yöntemlerinden biridir. Süreç; ödeme emri, takip kesinleşmesi, haciz işlemleri, satış süreci ve itiraz prosedürleri gibi çok aşamalı bir yapıya sahiptir. Her aşamada dikkatle hareket edilmesi ve mevzuata uygun davranılması, alacağın tahsil edilebilmesi açısından zorunludur.
Çanakkale’de yürütülen icra takiplerinde avukat desteği, hem sürecin profesyonelce yönetilmesine hem de hak kayıplarının önlenmesine katkı sağlar. Her dosyanın dinamiği farklı olduğundan, uygulanacak strateji somut olaya göre belirlenmelidir. Bu makale, genel bilgilendirme niteliğinde olup, somut uyuşmazlıklarda uzman hukuki değerlendirme gereklidir.
Tahsil edilemeyen alacaklarınıza ilişkin hukuki değerlendirme ve icra takibi sürecinde profesyonel destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.